16 Ocak 2011 Pazar

Çocuk ve Beden Dili


Çocuğun geleceğe hazırlanmasında en etkin ilk rol kuşkusuz anne - babaya düşmektedir.Kişiliğin %80 oranında oluştuğu 0 - 6 yaş döneminin nasıl ve ne şekilde geçirildiği çok önemlidir.Çünkü bu yıllar çocuğun geleceğinde iz bırakacak yıllardır.Aile içi eğitimin, kişiliğin yapılanmasında ve gelişiminde kalıtımsal faktörlerden sonra
en etkili faktör olduğu bilinen bir gerçekdir.
Çocuklarımızdaki öz güven,güvensizlik,aşağılık duygusu,sosyal ve anti sosyal
davranış ve tepkiler ilk çocukluk yıllarında anne - babaların yaklaşımları ile
şekil almaktadır.Daha ilk günlerden sevildiğini hissettirirseniz onlara sevmeyi
öğrenir,yapabileceklerini gösterir ve yapma fırsatı tanırsanız kendine güvenmeyi ve ayakta durmayı öğrenir. Hani bir çin atasözünde olduğu gibi bizim görevimiz onlara herzaman balık tutup karnını doyurmasını sağlamak değil, zamanı geldiğinde balık tutmasını öğretmek olmalıdır.

Yapılan birçok araştırmada ilkokul öğrencilerinin uyum ve başarıları büyük ölçüde ev koşullarına bağlanmıştır. Buradan hareketle anne -babalara şu sorular sorulabilir.
* Çocuk eğitiminde nasıl bir yol izliyor sunuz ?
* Çocuğunuzla sağlıklı bir diyaloğ kurabiliyor musunuz?
* Çocuğunuzun temel gereksinimleri nelerdir ve bunları karşılayabiliyor musunuz ? 
 gibi sorular daha da çoğaltılabilir.Bu üç soruyu düşünerek ve çocuklarımaza zaman  ayırarak işe başlamak bu yolda atılacak ilk önemli adım olacaktır. 21. yüzyıla girdiğimiz şu günlerde öncelikle anne baba olarak bizlerin çocuklarımızı tanıma,anlama ve ihtiyaçlarını kavrayabilme adına yeniliklere açık olmamız gerekmektedir.
Çocuğun,her yaş döneminin farklı gelişim özellikleri olduğu gibi,psikolojik ve davranış özelliklerinin de farklıolabileceğini bilmemiz gerekir.Sözgelimi 3 yaş çocuğunun gelişim özelliklerini bilmezsek çocuğumuzun bu yaşta gösterdiği paylaşmama,ben merkezli olma durumunu anlamakta güçlük çekeriz. Çünkü biliyoruz ki 2 - 3 yaş dönemi çocuk için bir inatçılaşma dönemidir.
   Aynı şekilde ön ergenlik dönemi yaşayan çocuklarımız için bu dönemin gelişim özelliklerini gözardı eder ve onları hep 3. 4. sınıftaki halleri ile kıyaslarsak hata yaparız. Çünkü biliyoruz ki bu dönem çocuk- luktan ergenliği bir geçiş dönemidir.Her geçiş dönemin de olduğu gibi buradaki olaylar da kalıcı değildir.
* Ergenler çocuklukla - erişkinlik arasında git - geller yaşarlar.
* Duyguları ve kararları ani iniş çıkışlar gösterir.
* Çok neşeli gördüğünüz çocuğunuzu biraz sonra,çok basit bir olaydan dolayı çok üzgün ve ağlar görebilirsiniz.
* Bu durum onların duygusal kararlılıktan henüz yoksun olmasından kaynaklanır.  

Burada üzerinde durmamız gereken en önemli nokta çocuğumuza iyi bir eğitim
verebilmemiz için çocuğun gelişimi ile ilgili temel özellikleri bilmemiz gerektiğidir. Aslında çocuk yetiştirmek ince bir sanat.Bu sanatı en iyi icra edebilmenin yolu karşımızdaki insanla etkili iletişim kurmakla mümkün olacaktır. İletişim,bir kişi ya da grupla karşılıklı mesaj alışverişinin yapılmasıdır.
Etkili iletişimin temel şartı; şartsız kabul ve dinlemedir.

NEDİR ŞARTSIZ KABUL?
Karşımızdakini önyargısız,olduğu gibi kabul etmektir.KABUL;küçücük tohumları bile en güzel çiçeğe dönüştürebilecek verimli bir toprak gibidir. Başkasını olduğu gibi kabul
etmek gerçekten sevmektir. Kabul kişinin gizli gücünün ortaya çıkmasına ve onun
duygularını,sorunlarını paylaşmasını imkan tanır.
İletişimin diğer bir şartı iyi bir DİNLEYİCİ olmaktan geçer.Gerek çocuklarımızla olan diyalogu- muzda gerekse diğer insanlarla olan diyalogumuzda iyi bir  dinleyici olmayı becerebilirsek eğer,problem diye karşımıza gelen bir çok olayın  kendiliğinden özümlendiğini görürüz. Aslında çocuklarımızla olan konuşmalarımızda çoğu zaman diyalog yerine monolog yapıyoruz . Yani tek taraflı konuşuyoruz. Genelde dinlemeyi pek bilmeyen bir toplum olarak herkes konuşuyor ama iyi bir dinleyici olmayı unutuyoruz.

Sağlıklı anne - baba - çocuk iletişiminde amacımız onları DUYMAK değil DİNLEMEK  olmalı. Televizyon seyrederken " anlat oğlum seni dinliyorum diyen bir baba  çocuğun gözünde ne kadar ilgili bir baba portresi çizer.Kurulacak ilişkide göz  teması,oturuş şekli,dinlediğimizi belirtir basit ipuçları karşıdaki kişiye "seni dinliyorum " mesajını verir ve onu anlatmaya cesaretlendirir şekilde olmalıdır. İletişimin anlamı almış olduğumuz tepkiler ve beden  dili ile yakından ilgilidir.İletişimde kullanılan
* kelimelerin değerinin % 10 ,
* söyleyiş tarzının % 30
* beden dilinin ise % 60 oranında etkili olduğunu biliyor musunuz ?
Çocuklarınızın sorunlarını çözerken tutumunuz onlarla konuşmak şeklinde değil,genelde onları dinlemek şeklinde olmasına özen gösterin. Burada insanın kendini geliştirmesi adına güzel eserler veren yazar Oğuz SAYGIN'ın kızı ile arasında geçen bir olayı sizlere aktarmak istiyorum."Birgün kızım Merve'ninbebekleri ile oynuyorduk ve ben sözcüklerimle onun yanında olduğumu hissettirmeye çalışıyordum.Ama kelimeleri söyleyiş tarzım ve beden dilimle bunun aksini yapıyordum.Birden telefon çaldı,gelen önemli bir telefondu ve ben bütün ciddiyetimle telefonda konuştum.Telefondan sonra kızımın bana söylediği şu cümle kafamda şimşek gibi çaktı.
"BABA TELEFONLA NASIL KONUŞUYORSAN BENİMLE DE ÖYLE OYNA"
O günden sonra kızımla oynarken sözcüklerimle ve beden dilimle kızımın yanında olmaya çalışıyorum. Bu güzel örnek bize ne söylediğimizin değil , nasıl söylediğimizin daha önemli olduğunu hatırlatıyor.



**** Çocuğun yetiştirilmesinde ve eğitiminde beden dilinin çok etkin bir rolü bulunmaktadır.
         0-5 yaş aralığındaki çocuklarda temel-güven duygusunun gelişim temeli atıldığı için çocukla kurulan iletişimin olumlu veya olumsuz etkileri çocuk üzerinde çok etkili bir şekilde kendini göstermektedir.
            Çocuk eğitiminde çocukla kurulan göz teması, onu göz hizasında etkin dinleme ve onlarla aynı masada oturma gibi yapılan davranışlar çocuk ve eğitimci arasında sağlıklı bir iletişim kurmaya temel hazırlamaktadır.    17 Ocak 2011    21:35:47




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder